Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği ‘Beklenen Marmara Depremi ve Ekonomik Etkileri’ konulu panele katıldı. Enis Sülün Konferans Salonu ve Gösteri Merkezi’ndeki panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Görür, Marmara Bölgesi’nde yeni seçilecek belediye başkanlarına deprem konusunda önerilerde bulundu.
Seçilen belediye başkanlarının kentlerine yönelik tehlike analizi çıkartmaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Görür, “Tehlike analizi demek, bir fay analizi demektir. O kenti etkileyecek fayların bütün özelliklerini inceleyecek. O fayların boyunu, derinliğini, tekerrür periyodunu, deprem kapasitesini, bütün bunları öğrenecek. Ondan sonra bu fay harekete geçerse meydana gelecek depremde, deprem dalgalarının kendi kentinin altında nelere mal olacağını, nerelerde hızlanacağını, nerelerde yavaşlayacağını, nerede depremi büyüteceğini, nerede depremi küçülteceğini, nerelerde çok fazla yıkıma sebep olacağını veya olmayacağını araştırmalarla bulacak. Bu araştırmalar, jeolojik, jeofizik ve sismolojik araştırmalar olacak. O bölgenin mikro bölgeleme çalışmasını yapacak; işin özeti bu. Demek ki önce fay analizi yaptı, tehlikeyi buldu. Sonra deprem dalgalarının yer altındaki davranış şekillerini ayrıntılarıyla öğrendi. Kentin mikro bölgeleme çalışmasını yaptı. Ondan sonra da bu deprem olursa, kentin nasıl zarar görür? Bu da halkın ne kadar zarar göreceği, altyapının, yapı stokunun, ekosistem ve çevrenin ve ekonominin ne kadar zarar göreceğini anlamak, hesaplamak, araştırmak demektir. Bunları da araştırır; ondan sonra artık bilir, kafası nettir. Benim kentimde şu kadar deprem olur, o deprem olursa benim alanımda deprem dalgaları şuna sebep olur. Ve sonuç olarak da şu kadar insan ölür, şu kadar altyapı yıkılır, bu kadar yapı stoku zarar görür gibi kafasında bir şey belirir. Bunlar olmasın diye deprem gelmeden önce bu olabilecekler için önlem almaya başlar. Ona da zarar azaltıcı önlemler diyoruz. Deprem gelmeden önce zarar azaltıcı önlemler yapar ve o kent depreme dirençli hale gelir. Deprem geldiği zaman da o kente minimum hasar verir; günlük yaşam bile değişmez” diye konuştu.
‘300 MİLYON TON MOLOZU NEREYE GÖMECEKSİNİZ’
Prof. Dr. Görür, “İstanbul depreminde 300 milyon tona yakın malzemenin, inşaat malzemesinin açığı çıkacağını düşünüyoruz. Peki, bu 300 milyon deprem molozunun nereye gömeceksiniz; bana söyleyin. Bunu bugünkü hükümet de bilmiyor, bugünkü belediye de bilmiyor. Belediyeye aday olanlar da bilmiyor, iddia ediyorum” dedi.
‘DENİZDEKİ FAYLAR, 7.2 İLE 7.4 BÜYÜKLÜKTE DEPREM ÜRETİR’
Olası Marmara depreminde Trakya Bölgesi’nin de etkileneceğini söyleyen Prof. Dr. Görür, “Trakya bölgesi dediğin zaman, bakın şimdi deprem üretecek fay denizde. Bu nereden başlıyor, körfezden başlıyor diyelim Tekirdağ’a kadar denizin içerisinde devam ediyor. 160 kilometre bunun uzunluğu var. Şimdi özellikle kırılmasını beklediğimiz yerler, Silivri açıklarından Yeşilköy açıklarına kadar ve adaların orada bulunduğu faylar. Bunlar, 7.2 ile 7.4 arasında büyüklükte bir deprem üretir. Böyle bir deprem olduğu zaman, Marmara Bölgesi’ni tümüyle etkiler. Trakya bölgesi dediğin, Marmara Denizi’nden yaklaşık 100 kilometre o faydan 100 kilometre kuzeye, 100 kilometre güneye git; buralar, ciddi bir şekilde etkilenebilir. 1999 depremlerini düşünün; bu depremler Gölcük’te oldu ama Avcılar’da 1000 kişi öldü. Avcılar da Gölcük’e yaklaşık 100 kilometre yakın bir mesafeydi. Marmara Bölgesi, büyük ölçüde etkilenir. Onun için aklımızı başımıza toplayıp, bu bölgede depreme uygun önlemler almamız lazım” dedi.
‘MARMARA’DA DEPREM BEKLİYORUZ’
Prof. Dr. Görür, Marmara Bölgesi’nde deprem beklediklerini belirterek, “Marmara’da deprem bekliyoruz, bunun birçok nedeni var. Kısaca söyleyeyim; Kuzey Anadolu Fayı, Bingöl Karlıova’dan başlayıp, Marmara Denizi’ne kadar gelen Kuzey Anadolu Fayı her nerede bir deprem oluşturursa; oranın batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelir ve hep öyle olmuştur. 1939’da Erzincan’dan başlayan deprem 42,43, 44, 57, 67, 99 hep doğudan batıya doğru olmuş. İşte Niksar, Erbaa, Adapazarı, Gölcük gibi doğudan batıya gelmiş ve depremler oluşturmuştur. Kuzey Anadolu Fayı, depremleri doğudan batıya doğru taşımaktadır, alışkanlığı böyledir. Yüzyıllarca bu şekilde çalışmış bir sistem. En son deprem Kocaeli olunca dedik ki, eyvah oranın batısında Marmara Denizi var, dolayısıyla İstanbul var ve hükümeti, insanları uyardık. ‘Önlem alın’ dedik, işin hikayesi bu ve o uyaranların en başında da ben geliyorum. Çünkü o zaman bütün Marmara’daki deniz araştırmalarını yapan ekibin Türk tarafının başkanıydım. O zaman TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin de başkanıydım” diye konuştu.
‘SANAYİMİZ MAALESEF DEPREME HAZIR DEĞİL’
Çorlu’ya da değinen Görür, “Bunun için ben de Çorlu’dayım. Geldiğimde gördüm ki Çorlu’ya da bu hastalık sirayet etmiş. Çorlu’da da gökdelene benzer binalar yükselmeye başlamış. Bu rant hastalığıdır, Çorlu’da asla olmaması gereken bir yapı stokudur. Çorlu daha işin başında; umarım ki işi düzeltirler ve deprem dirençli Çorlu’yu yaratılar. Deprem, Çorlu’ya zarar nasıl verir? Yönetim dedik, altyapı dedik, yapı stoku dedik, ekosistem ve çevre; bir de ekonomi. Ekonomi demek; özellikle bu bölge sanayi bakımından, iş dünyası bakımından Marmara Bölgesi’nin en önemli bölgelerinden bir tanesi. Bu bölgenin sanayisinin, ekonomisinin depremde çökmemesi lazım. Eğer burası çökerse, o zaman Çorlu’yu ayağa kaldırmakta zorluk çekeriz. Sanayisi, ekonomisi çökmemeli ki deprem yaraları hızla sarsın; eskiye doğru gelebilsin kendini düzeltsin. Onun içinde sanayimizin de depreme hazır olması lazım. Bizim sanayimiz maalesef depreme hazır değil” diye konuştu. (DHA)
GÜNDEM
04 Kasım 2024SPOR
04 Kasım 2024GÜNDEM
04 Kasım 2024SPOR
04 Kasım 2024SPOR
04 Kasım 2024GÜNDEM
04 Kasım 2024GÜNDEM
04 Kasım 2024